ide BLOG
ide a
BURSLULUK SINAVI
ÖN KAYIT

ide'de "Öz Düzenleme ve Regülasyon Becerisi Yılı’’

ide'de "Öz Düzenleme ve Regülasyon Becerisi Yılı’’

ide'de "Öz Düzenleme ve Regülasyon Becerisi Yılı’’

Her eğitim-öğretim döneminin başlangıcında rehberlik birimi tarafından belirlenen bir değeri, ide okulları’nda bütün sınıf seviyelerinde sene boyunca ele almaktayız. Öğrencilerimizle gerçekleştirdiğimiz bireysel ve grup rehberlik çalışmalarında, sınıf rehberlik derslerinde ve okul içi proje-faaliyetlerde sahiplendiğimiz değer doğrultusunda çalışmalarımızı yürütmekteyiz.

Bu yıl öğrencilerimizle "Öz Düzenleme ve Regülasyon Becerisi’’ değeri üzerinde çalışıyor olacağız.

Artık biliyoruz ki zeka tek boyutlu bir kavram değil. Howard Gardner’ın psikoloji ve eğitim dünyasına kazandırdığı Çoklu Zeka Teorisinin ardından zeka ve başarı ile ilgili tanımlar, beklentiler değişti. Daniel Goleman ise Duygusal Zeka kavramını sunduğundan beri IQ ve EQ arasında gidip geliyoruz. Ama aslında bilinen şu ki seçim yapmak zorunda değiliz hatta bu kavramlar birlikte işlevsel olduğunda bireyin hayat kalitesi yükseliyor.

Duygusal zeka kuramı 4 temel kavram üzerine odaklanır. Birincisi “Öz Farkındalık” yani bireyin duygularının farkında olabilmesi. Çünkü duygularımızın farkında olabilirsek nasıl davranacağımıza karar vermek daha da kolaylaşır. İkinci kavram “Öz Düzenleme”; duyguları, düşünceleri ve davranışları organize etmeye yarar ki bu bültenin devamı bu konu üzerinedir. Üçüncü kavram “Sosyal Farkındalık” bireyin kendine odaklanması kadar çevresinin de farkında olmasının önemini vurgular. Son olarak “İlişki Yönetimi” kavramı ise kendisinin ve çevresinin farkında olan bireyin sosyal ilişkiler kurması ve devam ettirmesi için gerekli becerileri kapsar.

Öz Düzenleme aslında bireyin çevreden gelen uyaranlara en uygun şekilde uyum sağlamasını/tepki vermesini sağlayan birçok beceriden oluşan karmaşık bir süreçtir. Öz düzenleme en genel tanımıyla duygularımızı, düşüncelerimizi ve davranışlarımızı kontrol edebilmek ile ilgilidir.

Öz Düzenleme bireyin düşünerek, bilinçli ve farkında olarak davranabilmesi için gerekli olan becerileri kapsar. Bilişsel ve duygusal düzenleme becerileri birbirlerinden bağımsız alanlar değildir. Tam tersine düşünceler duyguları, duygular da düşünceleri etkiler. Bu nedenle kaygı ya da hayal kırıklığı duygusu ile baş etmekte zorlanan bir çocuk öğrenme için gerekli bilişsel faaliyetlere odaklanmakta zorlanır, düşüncelerini ve bilişsel becerilerini düzenlemekte sorun yaşar. Kaygı ile baş etmeyi ve düşünme becerilerini düzenleyebilmek, çocukların zorluklar karşısında yılmadan denemeye devam etmesini ve böylece yeni becerileri öğrenebilmesini mümkün kılar.

Duygu regülasyonu ise duygularımızı öncelikli olarak tanımak, fark etmek, yorumlamak ve yönetebilmek anlamına gelir. Duygularla nasıl bir ilişki kurduğumuz, dünyayı nasıl deneyimlediğimizi doğrudan etkiler. Bir duygu ortaya çıktığında, o duygunun içinde kaybolmak mı yoksa onu tanıyıp kontrol etmeye bir adım daha yaklaşmak mı? Aslında bütün mesele budur.

Bebek doğduğu andan itibaren aslında öz düzenleme ve regülasyon becerilerinin gelişebilmesi için gerekli kapasiteye sahiptir. Ancak bizim onlara sunduğumuz deneyimler ile bu kapasitenin ne kadarını kullanabilecekleri farklılık gösterir. İlk yıllarda bebeğin ebeveynleri ile kurduğu ilişki bebeğin odaklanmasına, çevreden gelen uyaranları anlamlandırmasına yardımcı olur.

Yaratıcılığı geliştiren oyunlar, okul deneyimleri sayesinde çocuklar dikkatlerini ve oto kontrol becerilerini geliştirerek problem çözmeyi, planlama yapmayı öğrenirler. Ergenlik yıllarına geldiklerinde ise genellikle zamanı kullanmayı, ödev ve okul ile ilgili sorumlulukları (projeler, sınavlar) tek başlarına takip edebilmeyi başarmaları beklenir. İşte tüm bunları başarabilmeleri öz düzenleme ile ilişkilidir.

Hepimiz belli bir genetik mirasla, kişisel özellikler ve yatkınlıklar ile dünyaya geliyoruz. Ama biliyoruz ki davranışlarımız ve becerilerimiz deneyimlediklerimizle değişiyor ve gelişiyor. Aslında beynimiz deneyimlerimizi, deneyimlerimiz ise beynimizi şekillendiriyor. Beynin plastisite özelliği sayesinde öğrendiklerimizin, beynimizin yapısında kalıcı değişimler oluşturduğunu artık biliyoruz.

Öz düzenleme çocukların okul ortamına uyumunu iki yönde etkiler. İlk olarak “Sosyal-duygusal öz düzenleme”, çocukların birebir ya da grup içinde etkili iletişim kurarak sınıf ortamına uyum sağlamasına ve deneyimlerinden yeni beceriler öğrenmesine imkân sağlar. “Bilişsel öz düzenleme” ise çocukların öğrenme için gerekli olan bilişsel becerileri ve problem çözme yetilerini geliştirmelerine yarar.

"Öz Düzenleme ve Regülasyon Becerisi’’ değerini işlerken rehberlik derslerinde ve yanı sıra okul içi projelerle öğrencilerimizde aşağıdaki başlıkların gelişimine odaklanacağız;

  • Esneklik ve olumlu düşünce yapısı
  • Duygu Regülasyonu
  • Problem çözme becerisi ve baş etme becerileri
  • Sosyal destek ve empati
  • Öz yeterlilik
  • Duyguları adlandırmak ve yorumlama
  • Çatışma çözümü ve süreci yönetme 
  • Özgüveni pekiştirme
  • Koşulsuz bir şekilde kendini kabul kavramını öğrenme
  • Zor durumlar karşısında dirençli olabilme hali
  • Kaygı ve Stresi Yönetebilme
  • Öz-kontrol becerilerini kuvvetlendirme
  • Ders katılımını arttırma
  • Akademik başarıyı yükseltme
  • Psikolojik iyi oluşu arttırma
  • Odaklanmayı ve dikkati arttırma
  • Duygusal regülasyon becerilerini destekleme
  • Motivasyonu yükseltme
  • Bedensel ve Duygusal farkındalığı geliştirme

Bu çalışmalar ile öğrencilerimizin esneklik, duygu regülasyonu, kendini kabul, psikolojik iyi oluş hali ve dikkat-odaklanma becerilerini maksimum düzeyde geliştirmelerini sağlamayı hedefliyoruz. Öz düzenleme ve regülasyon becerisi ile ilgili çalışmalarımızı yıl boyunca öğrencilerimizle birlikte sürdürüyor olacağız. Rehberlik çalışmalarımız ile ilgili siz değerli anne-babalarımızı da süreç içerisinde rutin olarak bilgilendirmekten mutluluk duyacağımızı bilmenizi isteriz.

Sağlık ve keyifle geçireceğimiz bir eğitim-öğretim yılı dileriz.

ide okulları
Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü